В. Г. Гузев. Избранное

626 В. Г. Гузев. Избранное: К 80-летию malarının bulguları ışığında derinlik kazanan çatı kavramı,Jan Baudouin de Courtenay / İvan A. Boduen de Kurtene’nin (1845–1929) dilbilimi alanında- ki buluşlarıyla yakından ilgili değildir. Baudouin öğretisinin gereğince an- laşılamamış olması nedeniyle bazı dilciler tarafından söz konusu buluşların göz ardı edildiği, bu tutumun günümüzde dahi devam etmesinden kaynak- lanan ihmallerin olduğu burada ifade edilmelidir. Bizce Baudouin öğretisi bilinmeden çatı kavramı doğru bir şekilde anlaşılamaz. Bilindiği gibi, J. Baudouin de Courtenay’nin köklü buluşlarının başın- da (genellikle Ferdinand de Saussure ile ilişkilendirilen ya da ona atfedilen) dil (dil sistemi) ile söylem (söz, söylev) gerçeğinin farklı alanlar olduğu ve ayn ayn incelenmeleri gerektiği anlayışı yer almaktadır [3]. Bu görüş, çağdaş dilbiliminde dilin kavramlar sisteminin kuruluşuna yansımıştır. Buna göre dil (dil sistemi), “dilleşmiş” (J. Baudouin de Courtenay) düşünme ediminin bir kısmı, bildirişim etkinliğinin ayrılmaz, ideal mekanizması olan bir bil- medir. Söylem ise, konuşanlarca anlatılanı/manayı temsil etmek, bildirişim gereksinimini karşılamak için kullanılan maddi bir gösterge (kelime) ya da (çoğunlukla) göstergeler dizisidir [4]. Öte yandan dünya unsurlarının (nes- ne/ varlık, nitelik/vasıf ya da bağıntı/sirkonstanslann), bildirişim amacıyla uyumlu hale getirilmiş soyut yansıması, soyut imgesi niteliğinde kabul edi- len anlam ( semantem) kavramı ile bildirişim eyleminde vericiden alıcıya ak- tarılan düşünme içeriği arasındaki temel farkların, bilginlerin çoğu tarafından bugüne değin görülememesi bir eksikliktir. İşlek çatı şekilleri ile kalıplaşmış/ leksemleşmiş oluşumlar, çatı anlamları ile onlar tarafından iletilen herhangi bir düşünme içeriği (anlatılan, mana) arasında fark gözetilmemesi ve de çatı anlamlarının, fiil gövdelerinin anlamlarına ya da “cümlenin anlamı”na bağlı olduğu kabulü, dil içi anlam ile söylemdeki anlatılanların karıştırılmasının tezahürleridir [5]. Dilbiliminde Baudouin öğretisinin dikkate alınmaması nedeniyle ortaya çıkan görüş ayrılıkları bu kadarla da sınırlı değildir. Örneğin, leksem üretimi ile kelime çekimi alanında morfolojinin ve söz diziminin yapı birimlerine ilişkin geleneksel, eskimiş kavramlara bağlı kalınması, özellikle de dönüş- lü çatılar ile dönüşlü olmayan fiiller arasındaki ilişkilerin yorumlanmasında dilbilimcileri çıkmazlara sürüklemiş, doğru yönde atılması gereken adımları geciktirmiş ve bu ikilem, beklenen ilerleyişin gelişmesine engel olmuştur. Çağdaş dil araştıncılannın eserleri incelendiğinde Baudouin de Courte- nay’nin teorik mirasına gereğince sahip çıkılamadığı kaygıyla gözlemlenir. Gerçi sonraki yıllarda Baudouin öğretisini geliştirme gayretleri de görülmek- tedir. Bu hususta “dil (sistemi)” kavramına yönelik görüşlerinden dolayı L. V. Şçerba’nın adı öncelikle anılmalıdır. Ayrıca söylem alanında şekil çekim- leyici oluşumlar esasında geliştirilen “kelime şekli” kavramı [6]; dil sistemi-

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=