В. Г. Гузев. Избранное

387 Göktürk Yazısının Kendiliğinden Doğma (Otokton) Menşei Varsayımını Esaslandıran Deliller Bu husustan şu üç sonuç çıkar: 1) eski Türk runik (ETR) yazısı, evri- min yazı öncesi safhasından geçmiştir; 2) bütün kendiliğinden doğma yazı sistemlerinde olduğu gibi, gelişimine kelime yazısı (logografi) aşaması ile başlamıştır; 3) Orhon- Yenisey kitabelerinin meydana geldiği sıralarda ETR yazısı, yalnız hece işaretlerine (silabogramlara) değil, VK kuruluşlu tek he- celi kelimeleri temsil eden işaretlere (logogramlara) de sahipti 1 . Göktürk yazısında, bazı durumlarda tek heceli kelimeleri karşılayan re- sim işaretinin tasvir ettiği varlığın eski Türkçe (grafem niteliğindeki) adı ile bu işaretin aktardığı ses değerinin aynı olduğu (meselâ, /at/, /ay/, /äb/ (göçebe çadırı, oba), /är/, /ok/ vb.) göz ardı edilemez. 4.1. J. Gelb’e göre, A primitive logo graphic writing can develop into a full system only if it succeds in attaching to a sign a phonetic value independent of the meaning which this sign has as a word. This is phonetization, the most important single step in the history of writing. In modern usage this device is called ‘rebus writing’ ... 2 «Bir primitif kelime yazısı, sadece her bir işaretinin kelime niteliğinde sahip olduğu anlamdan bağımsız olan fonetik bir okunuşu edinmeyi başarması şartiyle hakiki bir yazı sistemine gelişebelir. Bu, yazı ta- rihinde en önemli tek adım olan fonetizasyondur [sesçilleşmedir (?)]. Çağdaş kullanımda bu yöntem, “rebüs yazılışı” olarak adlandırılır ...». Kendiliğinden doğma yazılara özgü rebüs ilkesi, ETR yazısında da gözlemlenir. Meselâ, J /ay/ işareti, yazıtlarda hiçbir yerde kendi (kamer) anlamıyla kullanılmaz, yalnız takvim birimi (ay) anlamını temsil eder; T /at/ işareti, hayvanı ileterek kendi birincil anlamını temsil ederken, rebüs ilkesine göre insan adı anlamıyla kullanılır; b /äb/ işareti, hem birincil “göçebe çadırı, oba” anlamıyla, hem de /äbirü/ ( orb [Tonyukuk, 26, 28]) “dolanarak” kelimesinin yazılışında bulu- nur; r /är/ işareti, hem birincil “kişi, asker” anlamıyla kullanılırken, hem de / ärän/, /ärdäm/, /ärti/ sözcüklerinin yazılışında görülür; [ /ok/ işaretinin birincil 1929, s. 177–181; A. S. Amanjolov, “İnterpretatsiya nekotorıh runiçeskih znakov”, Uçe- nıe zapiski Tuvinskogo Nİİ yazıka, literatür i istorii, vıpusk XVI, Kızıl, 1973, s. 163–168; Rona-Tas A. “On the Development and Origin of the East Turkic “Runic” Script”, Acta Orientalia Hung., XLI (I), 1987, P. 7–14. Bilindiği gibi, bu konuya A. C. Emre, A. v. Ga- bain, G. Clauson da değinmişlerdir. 1 Krş. V. Thomsen, SamledeAfliandlinger, p. 78–79; A. Rona-Tas, «On the Development and Origin of the East Turkic “Runic” Script», P. 8–9. 2 Friedrich J. Geschichte der Schrift..., Heidelberg, 1966, s. 17, 26–27; I. J. Gelb, A Study of Writing, s. 193–194. Gelb, eserinde rebüse örnek olarak I saw “gördüm” an- latımını temsil eden “göz” (ingilizce okunuşu, ai) ve “testere”nin (ingilizce okunuşu, so:) birlikte resmini verir. Bir kişi, bu r esimleri İngilizce seslendirdiğinde “ai so:”, yani “gör- düm” anlatımı ortaya çıkar. Türkçe buna bir örnek verirsek, yan yana çizilmiş “göz” ile “dağ” resimleri ve ikinci resme ilâve edilmiş olan 3. tekil kişi iyelik eki +ı, Türkçe seslen- dirildiğinde “gözdağı” anlatımını temsil eder

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=