В. Г. Гузев. Избранное

373 Teorik Türk Dilbilimi Açısından Eski Anadolu Türkçesi’nin Özelliklerinin Kıymeti Üzerine anlaşıldıklarında, yani manânın (anlatılanın) ifade edilmesi için yalın keli- melerin yan yana getirilmesi yeterli olduğunda bunların ekleri eksik olabi- lir. Ve tam tersine, anlatıların karmaşık olduğu durumlarda kelimelerin yan yana getirilmesi manânın anlaşılmasını sağlamadığında verici bu şekillerin eklerinden birine başvurur. Aşağıda verilen örneğin aktardığı bildiride sahne katılımcılarının her biri eylemin eyleyeni (fâili) olabileceği için yükleme hali eki mecburî olarak ortaya çıkar: Vä dilküji ol iki gäjik däpälämädi (Kälila vä Dimna). Böylelikle ele aldığımız dil araçları, ekseriyetle bunlara bildirişim, yani haberleşme ihtiyacı varken kullanılması zorunlu olan morfolojik birimler olarak ortaya çıkar. Burada şunu vurgulamak gerekir ki EAT’nin bu araçlarının açıkladığı- mız özelliklerle işlemesi belirlilik- belirsizlik kategorisi ile ilgili değildir. Bu kategorinin hiç olmazsa morfolojik seviyede henüz hiçbir belirtisi yoktur. Buraya şunu da ilâve etmeyi faydalı buluyoruz: EAT’de bazı eklerin seç- meli olarak kullanılması, yani konuşanların yalın kelimelere dayanma eği- limi, hem Rus dilcisi G. P. Melnikov’un ileri sürdüğü Türkçe’deki “eklerin tasarruflu kullanılması ilkesi” (Мельников Г. П. Принципы системной лингвистики в применении к проблемам тюркологии. Структура и история тюркских языков. М., 1971. С. 121–129) ile bağdaşır, hem de ara sıra bilimsel eserlerde okuduğumuz Türkçenin ayrımlı (yalınlayıcı) dillerden kaynaklandığı tahminine uygun düşer (örneğin bkz.: Коротков H. H., Панфилов В. З. О типологии грамматических категорий. Вопросы Языкознания. М., 1965. № 1. С. 37–47). 6. F. de Saussure’e göre tarihsel açıdan söylev olgusu her zaman dil ol- gusundan önce ortaya çıkar (F. de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, çev.: B. Vardar, 3. baskı, İstanbul, 1998, s. 50). Bu sav, V. V. Vinogradov tara- fından morfolojiye uygulanarak şu biçime sokulmuştur: morfolojik şekiller söz dizimsel (sentaktik) şekillerin tortulanmış durumudur (tortularıdır); mor- folojide, söz diziminde ve leksem dağarcığında bulunmayan veya bunlarda önceden olmuş olmayan hiçbir şey yoktur (Виноградов В. В. Русский язык (грамматическое учение о слове). Изд. 2-е, М., 1972. С. 31). F. Ворp’un ileri sürdüğü her bir ekin eski zamanlarda yaşamış herhangi bir leksik kökten doğduğu ilkesi ile sımsıkı bağlı olan bu sav, çağdaş dilbilim savlarının çoğu- nun tartışmalı olmasına karşın hakiki olma iddiasında bulunan ender savlar- dan biridir ve şüphesiz EAT malzemesi bize bu savın doğru olduğunu tasdik eden bol kanıt verir. İkinci paragrafta belirtildiği gibi, birçok ek, metinlerde kendilerinden doğdukları leksemlere benzer şekilde, ya da doğrudan doğruya kelime biçiminde ortaya çıkar. Adı geçen paragrafta verilen örneklere şunları da ekleyelim: Yetersizlik şeklini meydana getiren u- “muktedir olmak” un- suru [fäläk bänüm işüm başarymaja, mäläk bänüm jolymy varymaja (Jūnus

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=