В. Г. Гузев. Избранное

354 В. Г. Гузев. Избранное: К 80-летию tahmin etmek mantığa uygundur. Böyle seleflerin var olduğunuAltay’da, Yu- karı Yenisey vadisinde, Doğu Türkistan’da, Yedi Su bölgesinde keşfedilmiş olan kanon dışı runik yazıtlar tanıklık edebilir. Runik yazının böyle türleri- nin sonraki gelişmesi, sonraları Avrasya stepinin Volga ile Tuna arasındaki bölgesinde birkaç varyanttan ibaret olan Doğu Avrupa (Hazar-Bolgar) runik yazısına aksetmiştir 1 . Türk kabilelerinin kendi yazı sistemlerinin meydana gelişinin en aşağı (en eski) haddi hakkında muayyen bir şey söylemek çok zordur. Milâttan önce 4. asra ait olan (Alma-Ata civarındaki) Issık kurganından çıkarılmış gümüş fincan üzerindeki kitâbelere ve milâttan sonraki çağın başlarına ait olan (Afganistan’ın Gazni bölgesindeki) Daşt-i Navur’dan üç dilli dikili taş üzerindeki kitâbenin runlara benzer varyantına bakılırsa runlara benzer yazı sistemleri, artık Türklerin tarihî selefleri olan Merkezî Asya’da yaşayan İran dilli göçebeler tarafından kullanılmaktaydı 2 . Gelişmemiş piktografik ve run- lara benzer bir yazının uzun bir tarihî devre boyunca yazı kullanması için çok mahdut bir sahanın şartları altında muayyen amaçlarla Türkçe konuşan kabi- le birliklerinin meydana gelmesinin en erken safhasında artık hizmet vermiş olması, pek muhtemeldir. Böylelikle, sonraları Türklerin kendi yazı sistemi icat etmek için fayda- landıkları resimler fonunun (bahsi geçen iki âbidenin aksettirdiği Sakî Yu-e- çi yazısının runik Türk yazısının norm öncesi varyantlarına geçmiş olduğu tespit edilebilirse) oldukça eski (takriben bin yıllık veya daha eski) olduğu ortaya çıkabilir. Runik Türk yazısının 6. veya 7. asırda icat edilmiş olduğunu tahmin eden araştırıcıların (G. Clauson, L. Bazin) görüşü kabul edilmelidir. Yalnız bir esaslı itiraz kaydı lâzım: “icat” kelimesi burada runik yazının artık mevcut olan türlerinin bir reformunu kastetmelidir. Bu reformun özü, alfabenin tas- nif edilmesi, tek bir standarda uydurulması ve herhalde önceden kullanılan işaretlere başka fonetik muhtevanın verilmesinden ibaret olmalıydı. Bu hu- sus Orhon-Yenisey yazısının, bazı işaretlerin yerli varyantlarının çok az ihlâl ettiği, hayrete düşürücü tek biçimliliğini izah etmektedir. Eski runik Türk yazısının reformunun baş muhtevası, bunun, yeryüzünde- ki yazıların tabii gelişmesinin kanunlarıyla büsbütün bağdaşmakla beraber, yine de acayip iç şeklinin yaratılmasından ibaretti. İç şekli, içinde bütün ön- ceki safhalarının muhafaza edildiği bir amalgam (karışım)dır: 1) işaretlerin hiç değilse bir kısmı, bariz suretle logogram (kelime işareti) veya ideogram 1 Kljyaştornıy S. G. Drevnetyurkskaya tsivilizatsiya: diahroniçeskiye sv’azi i sitıhroni­ çeskiye aspektı // Sovetskaya Tyurkologiya, 1987/3, s. 58–62. 2 Livşiç V. A. Göst е., s. 84–85.

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=